Günümüzde yaşanan birçok afetin, felaketin ve salgının temelinde çevre sorunları yatıyor. Bu itibarla, dünyamızda bir dönüşümün yaşandığına tanık oluyoruz. Yeni bir düzen kuruluyor. Çevreyi merkeze alan bir dönüşüm. Sınırlı kaynakları daha etkin ve verimli kullanmayı amaç edinen bir yaklaşıma, döngüsel bir yaklaşıma geçiliyor.
Zorunlu bir dönüşüm bu aslında. 1990’dan beri her yıl yayınlanan BM Kalkınma Programı’nın (UNDP) İnsani Gelişim Raporu da yeni bir çağa girdiğimizi – insan çağı içerisinde bulunduğumuzu ifade ediyor. İnsan eliyle üretilen kütlenin doğal canlı kütlesini geçtiğine dair yapılan bilimsel çalışmalar da bunu teyit ediyor.
Ülkemizde bu minvalde bir dönüşüm var. 1993 yılında 39 vatandaşımızı içine alan çöp patlamasını unutmadık. Patlayan çöp sahalarından sıfır atığa geçiyoruz. Büyük bir dönüşüm yaşıyoruz. Bunun için de yatırımlar hız kesmeden devam ediyor. Çevre meselesini önleyici hekimlik olarak değerlendiriyoruz. Çevreye ne kadar yatırım yapılırsa sağlık masrafları da o derece azalış seyreder. Bu düşünce ile, bu saikla hareket ediyoruz. Tabii bunun içinde ilk güçlü yasal bir altyapıya ihtiyaç var.
1983 tarihli 2872 sayılı Çevre Kanunumuz neredeyse 40 yaşını dolduruyor. Çevre konusu oldukça dinamik bir konu olmasına rağmen ilgili yasamız uzun yıllar boyunca küçük bazı düzenlemeler dışında el değmeden durmuş. 1994’te İstanbul ile başlayan çevre yatırımları 2002 yılı sonrası tüm ülke sathına yayıldı. Çevre Kanunumuz günün değişen ihtiyaçlarına cevap vermek, Dünya ile uyumlu olmak adına iki tanesi son 2 yılda olmak üzere 3 defa kapsamlı revizyona tabi tutuldu.
İlk kapsamlı düzenleme 2006 yılında hayata geçirildi. Tuzla Orhanlı’da tehlikeli kimyasal atık içeren varillerin bulunması, kamuoyunun da çevresel kaygılarının artması üzerine yıllarca kadük olmuş düzenleme dönemin Başbakanı Sayın Cumhurbaşkanımızın büyük gayretleriyle Meclis’ten geçirilmişti. Düzenleme ile çevre cezaları yükseltilmiş, denetim faaliyetlerinin artması sağlanmıştı.
Sıfır Atık Hareketi ana tema oldu
Son 15-20 yıl içerisinde dünyada yaşanan hızlı gelişmelere bağlı olarak yükselen tüketim endeksli trendlerin sağlıklı yönetimi yeni önlemlerin ve daha etkili adımların atılması zaruriyetini doğurdu. Bu itibarla da 2018 yılında ikinci kez kapsamlı bir Çevre Kanunu Revizyonu yapıldı.
Bu düzenlemenin temelinde ise hiç kuşkusuz Eylül 2017’de Cumhurbaşkanımız Sayın Emine Erdoğan Hanımefendinin himayelerinde başlatılan sıfır atık hareketi vardı. Halihazırda %13 olan geri kazanım hedefi 2023 yılı %35 olarak belirlendi. Bu amaca ulaşmak üzere ilk olarak zorunlu depozito uygulaması bu Yasa ile tanımlandı. Etkin atık yönetimi için ihtiyaç duyulan finansman altyapısı için de ücretli plastik poşet uygulamasını da içeren geri kazanım katılım payı (GEKAP) hayata geçirildi. GEKAP ile bir yandan kayıt dışılık önlenirken bir yandan da sıfır atık uygulamalarının teşvik edilmesi için ihtiyaç duyulan mali kaynak oluşturuldu. Muhataplara kendi toplama altyapılarını kurarak depozito yöntemi ile atıklarını toplamaları halinde de GEKAP muafiyeti hakkı tanındı. Böylece GEKAP’tan asıl muradın atıkların depo alanlarına gitmesinden ziyade ayrı bir şekilde toplanması, işlenmesi ve ekonomiye kazandırılması olduğu netlik kazandı.
Düzenleme kapsamında ele alınan konulardan biri de günümüz dünyasının karşı karşıya kaldığı plastik kirliliği ile mücadele kapsamında taşıma amaçlı plastik torbaların ücretlendirilmesi oldu. 2019 yılında geçilen uygulamaya milletimiz büyük bir teveccüh gösterdi. İlk yılın sonunda %80 oranında azaltım ile yaklaşık 180.000 ton plastiğin kullanımı önlendi.
Yine önemli doğa dostu uygulamalarından biri olan ekolojik geçişler ilk kez bu düzenleme ile yasal zemine kavuştu. Bu noktada, otoyolların yaban hayatını böldüğü alanlarda, yaban hayatını korumak, yaban hayatı sakinlerinin zarar görmeksizin geçişini sağlamak üzere köprü, menfez ve alt geçit türlerinde ekolojik geçişlerin yapılmasının önü açıldı.
Diğer bir düzenleme de enerji üretimine yönelik oldu. Bu çerçevede, dünyada da yaygın olan yenilenebilir enerji üretiminin açık denizlerde de yapılmasına olanak tanındı. Rüzgâr enerjisi, dalga enerjisi, gelgit enerjisi gibi sıfır emisyonlu, iklim ve hava dostu uygulamaların açık denizlerde -offshore- yapılmasına olanak tanındı.
Çevre Ajansı Kuruluyor
Yaşanabilir bir Çevre vizyonu ekseninde hareket eden Bakanlığımız, bu minval üzere attığı adımlara bir yenisini daha ilave etti. Türkiye Çevre Ajansının kurulması, Sıfır Atığın yaygınlaşması, Çevre dostu Bisikletli Ulaşımın yaygınlaşması gibi birçok hususu içeren Yasa Teklifi Gazi Meclisince kabul edilerek yasalaştı. 30 Aralık 2020 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.
Düzenleme ile ülkemizde İLK DEFA çevre ajansının kurulmasını sağlıyoruz. Ajansın öncelikli hedefi ise Depozito-İade Sisteminin (DİS) yönetimi. Dünyada da yaygın olarak kullanılan ve atıkların toplanmasında etkin bir araç olan DİS’in tek elden yönetilerek etkinliği artacak. İlk etapta, yoğun olarak kullanılan ve yıllık 20 milyar adeti aşan içecek ambalajlarına uygulanacak DİS ile daha temiz ve yüksek miktarda atık toplanacak. Birkaç yıl içerisinde %90 geri dönüşüme ulaşması beklenen sistem ile yıllık 1 milyon tonu aşan ilave atığın oluşmasını önleyecek.
Ajansın öne çıkan diğer bir görevi de sıfır atık odaklı eylemler olacak. Bu itibarla; çevrenin korunmasına yönelik toplumsal duyarlılık ve farkındalığın oluşması, sıfır atık uygulamalarının yaygınlaşması için çalışmalar yürütülecek ve bu noktada ilgili paydaşlara destek verilecek.
Bisikletli Ulaşım Yaygınlaşacak
Yasada yer alan önemli hususlardan biri de Bisikletli Ulaşımın Yaygınlaşması. Bu çerçevede; özellikle salgın sürecinde daha da önem kazanan Çevre Dostu alternatif ulaşım araçlarının kullanımının kolaylaşması ve yaygınlaşması için önemli düzenlemelere imza atıldı.
Toplumumuzda giderek kullanımı artan elektrikli scooter kullanımını yasal bir zemine kavuştu. Küçük evlatlarımızı da cezbeden bu araç bir ulaşım aracı olacak ve akan trafikte kullanılabilecek. Dolayısıyla trafikte güvenli seyir için 15 yaş ve 25 km/saat hız sınırlaması getirildi. Ayrıca, yine güvenliği merkeze alan yaklaşım doğrultusunda çoğul biniş ve eşya taşıma gibi durumlar yasaklandı.
Yine, Karayolları Trafik Kanunundaki düzenleme ile ihtiyaç duyulan uygun yollara Karayolları tarafından bisiklet yolları yapılacak. Ayrıca, bisiklet yollarının olduğu yerlerde sağa/sola dönüşlerde öncelik motorlu araçlarda olmayacak, aksine bisikletli ulaşıma öncelik tanınacak.
Trafik Kanunundaki düzenlemeye “belirlenen yerlere gürültü bariyeri inşası” da dahil edildi. Yasadaki bu hükümler ile; 3.000 kilometre bisiklet yolu, 60.000 metrekare gürültü bariyeri yapımını içeren 2023 hedeflerimize emin adımlarla yürüyeceğiz.
Çevre Kanunu’nda da Revizyon var
Temel olarak 3 ana başlık altında birçok düzenleme içeren Yasanın son bölümü Çevre Kanunu’na dair düzenlemeleri içeriyor. Bu düzenlemeler; Atık yönetim sorumlusu, Motor yağlarının yönetimi, Çevre/Eko etiket, İdari para ceza kapsamının genişletilmesini içeriyor.
Ülkemizde diğer atık gruplarında olduğu gibi önemli ekonomik bir değere sahip atık motor yağların cüz’i bir kısmı -sadece %10’u- geri toplanabiliyor. Yapılan yasal düzenlemeyle Motor Yağı Değişimi yapan yerlere “Yetki Belgesi” verilecek. Böylelikle satılan, değişen ve geri dönüşüme gönderilen atık yağların daha etkin izlenerek toplama oran ve veriminde büyük artışların yaşanması sağlanacak.
Bir yenilik de tüm dünyada önemi artan Çevre (eko) Etiketine dair. Ürün ve hizmetlerin tüm yaşam döngüleri boyunca çevre dostu bir süreç izlediklerini gösteren eko-etiket yasal zemine kavuştu. Sıfır atık hareketine büyük katkı sunacak sistem gönüllülük esasına dayanıyor.
Yeni Cezalar Geldi
Çevre kirliliğinin önlenmesinde caydırıcı etkiye sahip idari para cezalarının kapsamı genişletildi. Bazı uygunsuzluklara İlk kez idari para cezası verildiği gibi kimi uygulamalara da verilen ceza miktarlarında artış sağlandı.
Belirlenen süre zarfında İklim değişikliğine yol açan sera gazlarının izlenmesi ve doğrulanması çalışmalarını gerçekleştirmeyenler, kriterlere aykırı şekilde dere yataklarından kum-çakıl alınarak derelerin rejimini bozanlara, uygun olmayan yerlerde su ürünleri yetiştiriciliği yapanlar, Sıfır atık sistemlerini kurmayanlar, İzinsiz Türkiye Çevre Etiketi veya aynı ad ile farklı bir belgeyi kullananlar, Yetki belgesi alınmaksızın motor yağı değişimi yapanlar, elektronik ortamdaki satışlarda taşıma amaçlı plastik poşetlerin bedelsiz verilmesi gibi faaliyetlere Yeni Yasa ile ilk kez idari para cezası tanımlanırken mavi vatan denizlerimizi kirleten deniz araçlarına verilen idari para cezalarında ise artış yapıldı.
Yaşanabilir çevre vizyonumuza büyük katkılar sunacak tüm bu yasal düzenlemelerin etkin milletimize, gelecek kuşaklarımıza hayırlar getirmesini temenni ediyorum.
Yapılan bu düzenlemelerin sahaya yansıması ise elimizde. Bu noktada hepimize iş düşüyor. Sıcaklık rekorları, fırtına rekorları, bitmek bilmeyen yangınlar, kuraklıklar ve dünya gündemini meşgul eden covid-19 salgını gibi sayısız afet ve felaketi barındıran 2020 yılını geride bırakıp, çevre dostu yaşamın hâkim olacağı yeni bir yıla “Merhaba” diyelim.
English: Regulation renewals for Turkey’s environmental vision