Sıfır atık projesi atık oluşumunun önlenmesi ve azaltılması, israfın önüne geçilmesi, oluşan atıkların kaynağında ayrı toplanması ve geri dönüşümü ile hammadde ve enerji tasarrufu sağlanması, gelecek nesillere temiz ve gelişmiş bir Türkiye ile yaşanabilir bir dünya bırakılması amacıyla yola çıkılan bir çevre hareketidir.
2017 yılı itibarı ile uygulamaları başlatılan proje ülkemizin Avrupa Birliği (AB) Döngüsel Ekonomi hedefleriyle uyumlu olacak şekilde 2018 yılında Çevre Kanunu’na derç edilerek ulusal bir politika olarak benimsenmiştir. 2018 yılında Çevre Kanunu’nda yapılan değişiklikle başta ulusal atık yönetimi uygulamaları olmak üzere döngüsel ekonomiye geçiş için önemli düzenlemeler getirilmiştir. Çevre Kanunu’nda gerçekleştirilen bu değişiklik ile sıfır atık yönetim sistemi, plastik poşetlerin ücretlendirilmesi, geri kazanım katılım payı uygulamaları ve depozito iade sistemi uygulamaları gibi vizyoner projeler mevzuatımıza dahil edilerek sıfır atık projesinin sıfır atık politikasına dönüşümüne dair önemli bir adım da atılmıştır. 2019 yılı ocak ayında plastik poşetler ücretlendirilmiştir. Aynı yılın temmuz ayında yayımlanan Sıfır Atık Yönetmeliği’nde sıfır atık yönetim sisteminin kurulmasına, yaygınlaştırılmasına, geliştirilmesine, izlenmesine, finansmanına, kayıt altına alınarak belgelendirilmesine ilişkin genel ilke ve esaslar belirlenmiştir. Yine 2019 yılının aralık ayında Geri Kazanım Katılım Payına İlişkin Yönetmelik yayımlanmıştır. Söz konusu düzenlemeler ile başarılı uygulamalar gerçekleştirilmiş, ciddi çevresel ve ekonomik kazanımlar elde edilmiştir. 2020 yılında %75 daha az plastik poşet kullanılmıştır. Böylelikle sera gazı salımı 8 bin 300 ton azalmıştır. Sıfır Atık Projesi başlangıcından 2021 yılı eylül ayına kadar 1.5 milyon ailenin aylık kullanacağına eşdeğer enerji tasarrufu sağlanmıştır. Yaklaşık 24.2 ton atık ekonomiye kazandırılmıştır.
Depozito Yönetim Sistemi (DYS) dünyada belirli içecek ambalajları için kullanılan bir yöntemdir. Dünyada bu tür ambalajların temiz ve iyi kalitede toplanması için uygulanan birçok metot mevcut olmakla birlikte Depozito Yönetim Sistemi bu metotlardan en etkili olanıdır ve içecek ambalajları özelinde yaklaşık 40 ülkede uygulanmaktadır. Avrupa’da 10 ülkede hâlihazırda ulusal düzeyde yürütülmektedir. 11 ülke de 2022 ya da 2023’te sistemin uygulamaya geçmesi için hazırlanmaktadır.
Depozito Yönetim Sistemi genel olarak Avrupa’da genişletilmiş üretici sorumluluğunun yerine getirilmesi için tercih edilmektedir. Bu bağlamda destekleyici mevzuat 2019/904 sayılı Plastik Ürünlerin Çevre Üzerindeki Etkisinin Azaltılması Direktifi’dir. Söz konusu direktifte üç litreye kadar olan içecek ambalajlarının 2025 yılına kadar %77, 2029 yılına kadar %90 oranında ayrı toplanmasına dair hükümler yer almaktadır.
Dünyada belirli ülkelerce uygulanabilen ve yüksek verimde geri kazanım oranları sağlanan depozito yönetim sisteminin ülkemizde hayata geçirilmesi için de hazırlıklar başlatılmıştır. 2021 yılı haziran ayında yayımlanan Ambalaj Atıkları Kontrolü Yönetmeliği ile döngüsel ekonomi ve kaynak verimliliği ilkeleri esas alınarak ambalaj ve ambalaj atıklarının depozito yönetim sistemi ve sıfır atık yönetim sistemi çerçevesinde yönetilmesine dair usul ve esaslar belirlenmiştir. Ülkemizde yaklaşık 50 milyar adet tek kullanımlık içecek ambalajı piyasaya sürülmektedir. İçecek ambalajı evsel atıklarımızın ağırlık olarak %4-5 gibi bir bölümünü oluşturmasına rağmen hacim olarak %20-25’ine tekabül etmekle birlikte özellikle denizlerimizde, ormanlarımızda parklarımızda, cadde ve sokaklarımızda sıklıkla karşılaştığımız atıkların çok büyük bir bölümünü oluşturmaktadır.
En görünür ve en dağınık çevre sorunu olarak gündelik hayatımızın içinde yer alan plastik, cam ve alüminyumdan mamul içecek ambalajları kaynaklı çevresel risklerin ortadan kaldırılması ve bu malzemelerin ekonomik kaynak olarak değerlendirilmesi amacı ile ülkemizde ambalajlı içecekler için depozito yönetim sistemi kurulmasına dair hazırlıklar sürdürülmektedir.
İki aşamalı sistem
İçecek ambalajları için getirilecek depozito yönetim sistemi genel olarak;
- Ürünlerin, belirli kriterlerde ve depozito bedeli alınarak tüketicilere ulaştırılmasına,
- Tüketicilerden boş ambalajların geri alınarak depozito bedelinin iade edilmesine dayanan,
iki aşamalı malzeme yönetim sistemidir. Bu sistem ürünlerin tüketimleri/kullanımları sonucunda atık haline gelmeden geri toplanarak tekrar hammadde olarak üretime kazandırılmasını öngören döngüsel ekonomi ilkesini esas almaktadır.
Ülkemizde Depozito Yönetim Sistemi’ne geçişin ilk aşamasında yaklaşık 25 milyar adetlik cam, plastik (PET) ve alüminyum içecek ambalajı ile başlanması hedeflenmektedir. Sisteme dâhil olacak içecek ambalajı sınıfları alkolsüz içecekler, içme ve kaynak suları, doğal mineralli sular, alkollü ve alkolsüz biralar, alkollü içecekler, malt içecekleri, enerji içecekleri, sporcu içecekleri, meyve suları/nektarları ürünlerini içermektedir. İlk aşamada uygulamaya dâhil edilecek yaklaşık 25 milyar adet ambalajın ortalama %59’unun plastik şişe, %27’sinin cam şişe ve %14’ünün alüminyum kutudan oluştuğu öngörülmektedir.
Ülkemizde hayata geçirilecek olan Depozito Yönetim Sistemi uygulaması ile cam, plastik (PET) ve alüminyum şişeler için hedeflenen geri dönüşüm oranının %90’a çıkması hedeflenmektedir. Geri dönüşüm oranlarında yaşanacak bu artış önemli çevresel ve ekonomik kazanımları da beraberinde getirecektir.
İçecek ambalajlarına yönelik depozito sistemi uygulaması ile elde edeceğimiz kazanımları gündelik hayatımıza etkileri açısından ölçeklendirdiğimizde sistemin kazanımları da daha anlaşılabilir hale gelmektedir.
Şöyle ki;
- Bir cam şişenin geri dönüştürülmesi 100 wattlık bir ampulün dört saat çalışmasına yetecek kadar enerji tasarrufu sağlar. Modern bir cam şişenin doğada yok olması ise 4 bin yıl veya daha fazla zaman alır. Yeni hammadde yerine geri dönüştürülmüş cam kullanımı ton başına %70’e kadar üretim maliyeti avantajı, %20 daha az hammadde kullanımı ve %30 daha az enerji tüketimi sağlamaktadır.
- 1 ton geri dönüştürülmüş cam ile 1.2 ton yeni hammadde üretilebilmektedir. Ayrıca hammaddenin işlenmesine kıyasla 1 ton camın geri dönüştürülmesi ile 42 kWh enerji tasarrufu sağlanır, bu da 10 gün boyunca açık kalan bir masaüstü bilgisayarın tükettiği enerjiye eşittir.
- 1 alüminyum kutunun geri dönüştürülmesi bir televizyonu 3 saat çalıştıracak kadar enerji tasarrufu sağlar. Yeni hammadde yerine geri dönüştürülmüş alüminyum kullanımı %45 daha az hammadde maliyeti ve %70’e varan daha az enerji tüketimi sağlamaktadır.
- 1 ton plastik atık geri kazanımı ile 5774 Kwh enerji; 16,3 varil petrol tasarrufu sağlanmaktadır ve 41kg sera gazı salınımı engellenmektedir. Hammadde yerine geri dönüştürülmüş PET kullanımı %80 daha az enerji tüketimi ve %20 daha az karbon ayak izi faydalarını sağlamaktadır.
- Yaklaşık olarak 22 milyar adet ambalajın Depozito Yönetim Sistemi ile toplanması sonucunda yaklaşık 37 bin ton sera gazı emisyonu, 1.3 milyar kWh enerji, 6.3 milyon metreküp düzenli depolama alanı, 3.6 milyon varil petrol tasarrufları sağlanması hedeflenmektedir.
Depozito Yönetim Sistemi birçok paydaşı kapsayan ve döngüye dâhil eden etkin bir yönetim modeli olarak karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla ülkemizde depozito uygulamalarının başlaması ile hem vatandaşların atık yönetimi sürecine dâhil olması sağlanacak, hem de temiz ambalaj atıklarının başka atıklarla kontamine olmadan kontrollü bir şekilde toplanması sağlanacaktır. Temiz malzeme toplanarak ithalata olan bağımlılıkta yaklaşık %40 oranında azalma sağlanacağı gibi nitelikli geri dönüştürülmüş malzeme de elde edilebilecektir. Ayrıca basit bir fiziksel geri dönüşüm ile atık içecek ambalajlarından Türk Gıda Kodeksinin standartlarına uygun olarak yeni içecek ambalajı üretilmesinin de önü açılarak döngüsel ekonominin en önemli ilkelerinden olan kapalı sistem geri dönüşüm mümkün kılınabilecektir. Hâlihazırda bir içecek ambalajının yeniden içecek ambalajı olarak kullanılması için kimyasal işlemlerden geçmesi gerekmekte ve bu işlem sırasında neredeyse birincil hammadde kullanılması kadar enerji ve su kullanımı olmakla birlikte ekonomik açıdan da maliyetlidir. Depozito yönetim sistemi ile birincil hammadde kullanılmaması kaynaklı tasarrufun yanı sıra belediyelerin atık yönetim maliyetlerindeki azalma ve geri dönüşüm malzemelerinin düzenli depolama sahalarına gönderilmemesi de önemli ekonomik katkılar sunacaktır.
Depozito Yönetim Sistemi’nin çevreye olan olumlu etkileri temel alınarak yapılan analize göre sistemin uygulamaya geçmesi planlanan ilk yıl 98.3 milyon Euro/yıl ilave ekonomik fayda sağlanacağı tahmin edilmektedir. Bu faydada en yüksek pay yaklaşık 71 milyon Euro ile yerel yönetimlerin atık bertaraf maliyetindeki azalma olup en düşük pay ise yaklaşık 0.7 milyon Euro ile geri dönüşüm malzemelerinin depolanmamasına aittir. Depozito Yönetim Sistemi’nin hayata geçirilmesi ile birlikte ülke ekonomisine 20 yıl içerisinde toplamda 6 milyar Euro civarında katkı ile 20 binden fazla vatandaşımız için ilave istihdam sağlanması beklenmektedir.
Dolayısıyla, Depozito Yönetim Sistemi ile belediye atık yönetimi uygulamalarında performans, maliyet ve verimlilik anlamında iyileşmeler, doğal kaynak kullanımı ve ithal hammadde ihtiyacının azalması, temiz toplanmış boş ambalajlar ile ikincil hammadde miktarı, kalitesi ve ekonomik değer açısından iyileşme gibi faydalar sağlanacaktır. Mevcut atık toplama sistemi içerisinde özellikle büyük/ gelişmiş/ metropol şehir merkezleri dışında atıkların toplanmaması / toplanamamasından kaynaklı çevresel ve ekonomik riskler düşecek, toplumun atıkları at-kurtul davranışının önüne geçilmesi ve atık ayırma/ toplama sistemlerine doğrudan katılımı sağlanacaktır. Depozito Yönetim Sistemi içerisinde rol alacak paydaşlar üzerinden de yeni iş fırsatları ve istihdam potansiyeli oluşacaktır.
Tek kullanımlık ambalajlı içeceklerin tüketimi ülkemizde %60 oranında büfe, bakkal, market gibi satış noktalarında tüketicilere sunulurken %40’lık bir bölümü ise otel, restoran, kafeterya gibi yerinde tüketim alanlarında tüketicilere sunulmaktadır. Ülkemizde uygulanacak Depozito Yönetim Sistemi’nin tasarımı da ülkemize özgü bu durum dikkate alınarak ve geleneksel satış noktalarının bakkal, büfe, şubeli marketlerden oluştuğu hassasiyeti göz önünde bulundurularak yapılmaktadır. Aynı şekilde, ambalajlı içecek piyasaya süren işletmelerin/ithalatçıların birçoğu için idari yükün ve ürünlerinin fiyatlarının artmasından kaynaklı talep düşüşü olacağı hassasiyeti de dikkate alınmaktadır.
BM amaçlarına katkı
Ayrıca Depozito Yönetim Sistemi’nin uygulanmasıyla Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (BMKP) Sürdürülebilir Kalkınma Amaçlarının 6’sının gerçekleştirilebileceğini de belirtmek gerekir. Bu amaçlar İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme; Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı; Sorumlu Üretim ve Tüketim; İklim Eylemi; Sudaki Yaşam ve Karasal Yaşam’dır.
Depozito Yönetim Sistemi kurgusu ve işletilmesi tüm dünyada standart bir akış diyagramı dâhilinde yürütülmekte olup ülke şartlarına göre işletme parametreleri değişim göstermektedir. Ülkemiz açısından da depozito yönetim sistemi kendi ulusal şartlarımız dâhilinde kurularak yönetilecektir. 2019 yılı temmuz ayında ülkemize özgü sistem modelinin oluşturulması için teknik, idari ve mali fizibilite çalışmasının yapılması amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı öncülüğünde Türkiye Depozito İade Sistemi Projesi (TÜDİS) başlatılmıştır. Depozito Yönetim Sistemi’nin kurulması ve uygulanmasına yönelik en önemli adımlardan biri de 2020 yılı aralık ayında atılmış ve Çevre Kanunu’nda yapılan reformist güncellemeler ile Türkiye Çevre Ajansı (TÜÇA) kurulmuştur. TÜÇA depozito yönetim sistemi uygulamalarına dair yükümlülüklerin, idari düzenlemelerin ve tedbirlerin belirlenerek depozito yönetim sistemi altyapısının oluşturulmasına, uygulanmasına ve izlenmesine yönelik faaliyetler ile depozito yönetim sistemine yönelik tescil, yetkilendirme, izin ve onay işlemlerini gerçekleştirmek ve gerekli kontrolleri yapmak konularında yetkilendirilmiştir. 26 Haziran 2021 tarihinde yayımlanan Ambalaj Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği’nde sisteme dâhil olan ambalaj atıklarının depozito yönetim sistemi içinde yönetilmesine yönelik hükümlere yer verilmiştir.
Çevre yönetimi uygulamalarına yeni ve dinamik bir güç olarak katkı vermesi amacı ile kurulan Türkiye Çevre Ajansı ile depozito ve sıfır atık yönetim sistemlerinin kurulmasına, uygulanmasına ve geliştirilmesine yönelik faaliyetler başta olmak üzere geri kazanılabilir ürünlerin kullanımları sonrası ülke ekonomisine kazandırılmasına ve geri kazanılabilir atıkların yönetimine ilişkin faaliyetlerde bulunulacaktır. Sıfır atık hedefi doğrultusunda çevrenin korunması, ham madde israfının önlenmesi, karbon emisyonlarının azaltılması, üretimde ve lojistikte enerji verimliliğinin arttırılması konularında önemli katkı sunacak zorunlu depozito yönetim sistemine geçiş için Çevre Kanunu’nda belirtilen 01/01/2022 tarihinden itibaren sisteme geçiş başlatılmış ve sistem dâhilinde önemli paydaşlardan olacak piyasaya sürenlerin sisteme kayıt işlemleri yapılmıştır. Sürdürülebilir, izlenebilir, denetlenebilir ve iyileştirilebilir bir sistemin ortaya konması amacıyla depozitolu içecek ambalajlarının piyasaya sürülmeye başlanılmasından önce pilot ölçekte projelerin uygulanması planlanmakta olup ilk etapta bakanlığımızın ana hizmet binasında ve Ankara’nın Kızılcahamam ilçesinde pilot uygulamalar başlatılmıştır.
Türkiye Çevre Ajansı ülkemizin 7 bölgesinde sosyal, ekonomik ve coğrafi şartları gözeterek kamuoyunda duyarlılık ve farkındalık oluşturmak amacıyla yapacağı etkinliklerle çevreyi hayatımızın merkezinde daha fazla tutacak, at-kurtul davranışlarımızı değiştirerek atıklarımızın geri dönüşümündeki bireysel sorumluluklarımızda yol ve yön gösterici olacaktır.
Piknik ve mesire alanlarımız; park, bahçe ve ormanlarımız; sahil, köy ve körfezlerimiz; kır, ova, köy ve kasabalarımız; cadde, sokak ve yollarımız ve dahi ülkemizin dört bir yanı plastik poşetlerden arındırıldığı gibi içecek ambalajı atıklarından da arındırılarak çevremiz ve ekonomimiz geliştirilecektir.
Ülkemiz nüfusu, sosyoekonomik ve kültürel özellikleri, coğrafi yapısı gibi açılardan Avrupa ülkeleri başta olmak üzere bu sistemi kullanan diğer ülkelerden farklılık göstermesi sebebiyle depozito yönetim sistemi kurgusu çalışılırken ülkemiz şartları göz önünde bulundurulmuş ve Türkiye’ye özgü bir işletme modeli üzerine çalışılmıştır.
25 milyar ambalajı kapsayacak
Depozito Yönetim Sistemi projesi toplam 783 bin kilometrekarelik bir coğrafyada yılda yaklaşık 25 milyar adet ambalajı kapsayacak ve 80 milyondan fazla vatandaşa hizmet verecek Merkezi Yönetim Modeline sahip bir uygulama olması yanında 300 binden fazla market/satış noktası ve 3 binden fazla üretici firma ile doğrudan irtibat halinde 81 il ve tüm ilçelerde 7 gün 24 saat işler halde olacak 20 binden fazla iade noktası üzerinden yürütülecek bölgesel/yerel operasyonlara dayalı bir uygulamadır.
Kendi içerisinde güvenlikli, kontrollü ve sürdürülebilir bir döngüde malzeme yönetimini mümkün kılan Depozito Yönetim Sistemi için başlangıç noktamız bu sisteme dâhil edeceğimiz ambalajlara yönelik ulusal standartlarımızı belirlemek ve bu ambalajların her birinin merkezi bir çevrimiçi veri sistemi üzerinden kayıt altına alınmasını sağlamaktır. Ayrıca depozito yönetim sistemine dâhil ettiğimiz ambalajlara özel güvenlik unsuru ekleyerek izlenebilirliğini sağlayacağız.
İzlenebilirliği sağlanan bu ambalajlar tüketicilerin haklarını koruma altına alırken üreticiler arasındaki eşitsizlikleri de engelleyecektir. Depozito yönetim sistemine dâhil edilen ambalajların üretiminden geri kazanılmalarına kadar olan süreçte izlenebilirliğinin ve güvenirliliğinin sağlanması için çevrimiçi merkezi veri sistemi oluşturulmuş ve “Depozito Bilgi Yönetim Sistemi” adı ile tanımlı çevrimiçi bir platform devreye alınmaya başlanmıştır.
Depozito Yönetim Sistemi’ne dâhil edilen ambalajların özel güvenlik unsuru dâhil yeni standartlara uygun olarak ürettirilmesi ve bu ambalajların test ve tescil işlemlerinin gerçekleştirilerek kayıt altına alınmasına yönelik uygulamaları da konusunda yetkin ve yeterlilik sahibi kurumumuz olan Darphane ve Damga Matbaası Genel Müdürlüğümüz ile Türkiye Çevre Ajansımız arasındaki işbirliği kapsamında gerçekleştireceğiz.
2023 yılına geçiş ile birlikte daha çevreci olan ve özel işaretli (özel mürekkep ve güvenlik katmanı içeren depozito işareti/logosu, sıfır atık işareti/logosu, “depozitoludur” ibaresi gibi) ambalajların kayıt altına alınarak vatandaşlarımıza depozito ücreti ile ulaştırılmasından sonra da vatandaşlarımız tarafından getirilen boş ambalajların depozito ücretleri iade edilerek geri alınması ve geri dönüştürülmelerinin sağlanmasına yönelik altyapıyı vatandaşlarımızın hizmetine sunarak sistemin sürdürülebilir bir döngü içerisinde çevrimiçi veri sistemi üzerinden izlemek sureti ile çalışmasını sağlıyor olacağız.
Türkiye Çevre Ajansı tarafından kurularak yönetilecek olan sistemin gerek ülkemiz şartlarına ve sosyal yapımıza gerekse ülkemiz sıfır atık perspektifine uygun olmasını sağlayabilmek amacı ile bakanlığımız ana hizmet binası ve Ankara ili Kızılcahamam ilçesinde başlatılan pilot uygulamaların önemli ölçüde yol gösterici olacağını düşünüyoruz. 2023 yılına geçiş ile birlikte de ulusal ölçekli Depozito Yönetim Sistemi uygulamamızın tüm ülke sathına yayılacak şekilde test ve hazırlık sürecini artık başlatmış olacağız. 2023 yılı sonu itibarı ile tüm ülke sathında tüm halkımızın erişimine açılmış en az 7 bin noktada depozito iade noktasının kurulmuş olması ve bu noktalarda en 2 bin adet depozito iade makinesi ile işlem yapılması sağlanmış olacak. Depozito iade noktalarının sayısını 2024 yılı içerisinde en az 10 bin adet noktada depozito iade makinesi olmak üzere toplam 20 bin adet seviyelerine çıkarılmış olacak. Kurulacak depozito iade noktaları ile Depozito Yönetim Sistemi’nin vatandaşlar tarafından rahat ulaşılabilirliği, bilinirliği, kabul görürlüğü ve sürdürülebilirliği sağlanmış, küçük ölçekli bakkal ve büfeler ile kantin ve kafeler için de ilave maliyetler oluşturulmadan hizmet sağlayıcı birimler oluşturulmuş olacaktır.
2023 yılında depozito iade noktalarının oluşturulması ve vatandaşlarımıza depozito sistemimizi anlatmaya-tanıştırmaya-alıştırmaya yönelik faaliyetlerimizin yanında bu noktaların işletilmesi için gerekli iş gücünü eğitmeye ve hazırlamaya yönelik faaliyetlerimize de başlamış olacağız.
2023 yılında vatandaşlarımızın sisteme doğrudan katılımları ile cam şişeler, pet şişeler ve alüminyum kutular gibi atıkların artık denizlerimizde, ormanlarımızda, parklarımızda, bahçelerimizde yok olduğunu görmeye de başlamış olacağız.