O 93’ünde bir İngiliz. Bir zamanlar dünya jet sosyetesindendi. İlk kez 1975´te teknesiyle uğradığı Dalyan’a hayran kaldı. 1986’daki gelişinde bir daha dönmemek üzere Dalyanlı oldu. Şimdi Dalyan ve Caretta Caretta kaplumbağaları ondan soruluyor. Bugün sizi Kaptan June ile tanıştırmak istiyorum.
Londra’da ünlü bir petrol mühendisinin kızı olarak 1922’de dünyaya geldi. Gençliğinde opera şarkıcısı olmak için müzik, dans ve bale okuluna gitti, sonraları yağlı boya resme merak sardı. İki evlilik yaptı, dünya jet sosyetesinde yer aldı. İkinci eşinden ayrıldıktan sonra satın aldığı bir balıkçı teknesiyle Ege’de seyahat etti. İlk defa Temmuz 1975´te teknesiyle Dalyan sahiline geldi. Buraları o kadar sevdi ki Dalyan’a 1986’daki gelişinde İztuzu Plajı’nda bir barakada ve teknesinde yaşamaya başladı.
‘Oyum çevreyi koruyanlara’
Kaptan June Haimoff’tan bahsediyorum. Geçtiğimiz hafta sonu Dalyan’da kendisini ziyaret ettim. Aslında buna iade-i ziyaret demek daha doğru olur. Kocaman bahçeli evinde sohbet ettik, kahve içtik. Bahçesinde 8 köpeği bir o kadar da kedisi var. Bir tarih duruyordu karşımızda. 93 yaşında bir çevre gönüllüsü. Sadece Dalyan sahillerinde yaşayan 80-90 kiloluk Caretta Caretta kaplumbağaları yıllardır korumaya çalışıyor. Hayatını buraya vakfetmiş. Bir de vakıf kurmuş. Oturduğu evi içerisindeki kitaplarıyla beraber bir müze olarak Dalyanlılara bırakmak istiyor. 1966 model Volkswagen arabasıyla hâlâ Dalyan sokaklarında dolaşıyor. Türk vatandaşlığına geçen ve seçimlerde oy kullanmanın mutluluğunu da yaşayan Kaptan June, “Hangi partiye oy verdiniz?” diye sorduğumda hiç düşünmeden “Çevreyi koruyanlara” dedi.
Dalyan’da sokağa adı verildi
Geçtiğimiz aylarda Çevre ve Şehircilik Bakanı da ziyaretine gelmiş. Dalyan’da kurulacak bir hastane konusunda fikirlerini açık yüreklilikle dile getirmişti. Dalyan ve Türkiye’nin doğasıyla ilgili 4 kitap kaleme almış. Bazıları Türkçeye çevrilmiş. 28 yıldır burada yaşıyor. Dalyan’da çevre için yaptıklarından dolayı adı bir sokağa bile verilmiş. Herkesin sevgisini kazanmış, Dalyan’ın sembolü olmuş. “Yaşım 93, artık benden geçmiş” demiyor, tam tersine çevre için mücadelesini sürdürüyor. Bilgisayar kullanıyor, internette sörf yapıyor, e-posta atıyor, gündemi takip ediyor.
Kaptan June, Dalyan’da kaldığı dönemde yumurta bırakmak için kumsala gelen deniz Caretta Carettalarla karşılaşmış. Nesli tükenmeye yüz tutmuş bu kaplumbağaları gözleyerek bu sahillere nasıl, ne zaman geldiklerini araştırmış, yumurtlama, üreme ve Akdeniz’e geri dönüşleri hakkında bütün bilgileri edinmiş.
Kaplumbağalar için vakıf
Caretta Carettaların yuvalama ve yaşam alanı olan İztuzu sahilinde otel yapılmak istendiğini öğrendiğinde bir kampanya başlatarak dünyanın ilgisini bu kumsala çekmiş ve otel yapma girişimini durdurmuş. Ankara’da dönemin Başbakanı Turgut Özal’la görüşen Haimoff, Özel Çevre Koruma Kurumu’nun kurulmasında da önemli rol oynamış. Bu mücadelenin ve kazanılan zaferin öyküsünü 2002’de İngiltere’de yayınladığı “Captain June and the Dalyan Turtles” kitabında anlatıyor. Kitap aynı yıl “Kaptan June ve Kaplumbağalar” adıyla Remzi Kitabevi tarafından yayınlanmış. June Haimoff ayrıca 2003’te geliri Caretta Carettaların korunması amacıyla kullanılmak üzere tek şarkılık bir CD de hazırlamış. Dalyan halkının ‘Kaptan June’ olarak hitap ettiği Haimoff, halen Köyceğiz Gölü-Dalyan ve çevresinin doğa bekçiliğini sürdürüyor. Kendi adıyla kurduğu Kaptan June Deniz Kaplumbağalarını Koruma Vakfı (kısaca Kaplumbağa Vakfı) da adı üstünde bölge kaplumbağalarını korumayı ve hayatlarını iyileştirmeyi amaçlıyor.
İşte dünya vatandaşlığı bu
Sanırım dünya vatandaşlığı bu olsa gerek. Bir kadın, ülkesinden kilometrelerce ötedeki kaplumbağalar için harekete geçiyor ve neredeyse bütün hayatını onlara adıyor. Sadece kaplumbağalara değil onların yaşadığı bölgeye zarar verebilecek bütün faaliyetlerin karşısında durma cesaretini gösteriyor. Yöreyi ve değerlerini, florasını, faunasını dünyaya tanıtıyor, korumak ve kollamak için elinden gelen gayreti gösteriyor. Doğayı sevmenin, insanı, hayvanı sevmenin coğrafya tanımadığını gösteren ibretlik bir örnek karşımızda duruyor. Hayran olmamak mümkün değil.
Gezi Parkı’nda gerçekten çevre duyarlılığıyla ve demokratik yöntemlerle tepkisini gösteren gençleri tenzih ederek soruyorum: Şimdi biz, iki ağacı bahane edip ülkesinin malını mülkünü yakıp yıkan maskeli provokatörlere mi çevreci diyeceğiz, yoksa 93 yaşında bir başka ülkenin değerlerini, çevresini, toprağını, suyunu korumaya çalışan bu hanımefendiye mi? Dalyan’a yolunuz düşerse Kaptan June’un bir kahvesini içmeden dönmeyin. Bu ülke insanına anlatacak çok şeyi var.