Plastik kirliliğinin kontrolsüz bir şekilde artışı ve çevre üzerindeki baskısını da giderek artırdığı herkes tarafından bilinmektedir. Ellen-MacArthur Vakfı tarafından yapılan bir araştırmaya göre 2050 yılına kadar denizlerde balıklardan daha fazla çöp olacak.
Araştırmada hâlihazırda her yıl 8 milyon ton plastik atığın denizlere karıştığına dikkat çekilmektedir. Bu miktar her bir dakika içerisinde bir kamyon dolusu plastik atığın denize atılmasıyla aynı anlama gelmektedir. Bu endişe çerçevesinde başta Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve OECD olmak üzere birçok uluslararası kurum ve kuruluş acil tedbir çağrısında bulunarak konuyla ilgili çalışmalarını hızlandırmıştır.
Geçtiğimiz aylarda OECD ve BM Çevre Asamblesi toplantılarında küresel plastik meselesi tartışıldı. Türkiye de bu toplantılara katılarak ülke öncelikleri ve plastikler konusundaki yorumlarını bildirdi. Birleşmiş Milletlere taraf olan 193 üye devletten oluşan BM Çevre Asamblesi’nin UNEA 5.2 olarak bilinen oturumu beşinci asamblenin Şubat 2021’de (UNEA 5.1) gerçekleşmesinden bir yıl sonra 28 Şubat-2 Mart 2022 tarihleri arasında Kenya’nın Nairobi kentinde düzenlendi.
Toplantıda ‘Plastik kirliliğine son: Uluslararası yasal olarak bağlayıcı bir belgeye doğru’ başlıklı kararına uygun olarak, 2024 yılına kadar yasal olarak bağlayıcı bir anlaşma taslağı hazırlamak üzere bir Hükümetlerarası Müzakere Komitesi (INC) kurulması kabul edilmiştir. Anlaşmanın yeniden kullanılabilir ve geri dönüştürülebilir ürün ve malzemelerin tasarımının yanı sıra üretim, tasarım ve bertaraf dahil olmak üzere plastiğin tüm hayat döngüsünü ele alması bekleniyor.
Bu süreçte 2022’nin ilk yarısında komitenin takvimini ve çalışma esaslarını belirlemek üzere bir toplantı yapılacak, 2022’nin sonunda dünyanın farklı yerlerinde bilgi ve en iyi uygulamaların paylaşılacağı bir forum düzenlenecek, önümüzdeki iki yıl boyunca ilerleme hakkında UNEA’ya rapor verilecek ve UNEP, komitenin sonucunu kabul etmek ve anlaşmayı ulusal hükümetlerin imzasına açmak için komite tarafından bir diplomatik konferans düzenleyecektir. Konunun aciliyeti ve önemine binaen çalışmalar en az 5-10 yıl önce Birleşmiş Milletler tarafından hazırlanan anlaşmalardan çok daha hızlı bir sürede tamamlanacak ve anlaşma hazırlanacaktır.
UNEA 5 toplantısında Türkiye tarafından hem kara kaynaklı hem de deniz kaynaklı plastik kirliliğinin azaltılmasına yönelik politika ve eylemlerin özel önemi vurgulanmış ve Sayın Emine Erdoğan’ın himayesinde yürütülen Sıfır Atık Projesi sayesinde geri dönüşüm oranının 2017’den 2020’ye yüzde 13’ten yüzde 22,4’e yükseltildiği ve 2023’te yüzde 35’e çıkmasının öngörüldüğü, ayrıca 2019’da plastik poşet kullanımında yüzde 65 azalma sağlandığı iletilmiştir. Ulusal döngüsel ekonomi eylem planının hazırlıklarına başlandığı ve tek kullanımlık plastiklerin aşamalı olarak kısıtlanmasına odaklanılacağı bilgileri aktarılmıştır.
OECD Küresel Plastik Görünüm Raporu plastik üretimi, plastik atık üretimi ve çevreye sızıntının mevcut durumu hakkında güncel bir genel bakış sunmaktadır. Ayrıca plastiğin değer zinciri boyunca olumsuz çevresel etkileri azaltmaya yönelik devam eden politika çabalarını desteklemeyi de amaçlayan rapor, mevcut zorlukların derinlemesine anlaşılması ve etkili eylem için kritik önemdeki mesajlara vurgu yapmaktadır. Atık üretiminde iki kat artış OECD’nin yayımladığı Küresel Plastik Görünümünün ana bulgularından biri küresel plastik atık üretiminin 2000’den 2019’a iki kattan fazla artarak 353 milyon tona çıktığını işaret etmektedir.
OECD’nin 30-31 Mart 2022 Çevre Bakanları Toplantısında OECD’nin 38 üye ülkesi ve Avrupa Birliği’nin yanı sıra Bulgaristan, Hırvatistan, Peru ve Romanya’dan bakanlar ve üst düzey temsilciler resmi bir OECD Deklarasyonu’nda iklim ve çevre konusundaki çalışmalarını yoğunlaştırma taahhüdünde bulundular. Toplantının ana teması “Herkes İçin Dayanıklı ve Sağlıklı Bir Çevre Sağlamak” idi. Bu çabalar kapsamında biyoçeşitlilik kaybını azaltmak için daha fazlasını yapmak, plastik kirliliğini ele almak, finansmanı çevresel hedeflerle uyumlu hale getirmek ve 1,5°C sıcaklık artış sınırını ulaşılabilir tutmak için iklim değişikliği eylemini hızlandırmak gibi eylemleri değerlendirmeye karar verdiler.
Toplantı sonunda kabul edilen Bakanlar Bildirgesi’nde bakanlar aşağıda belirtilen hususlarda taahhütte bulunmuştur:
- 1,5°C’lik bir sıcaklık artışı sınırını ulaşılabilir tutmak amacıyla bu kritik on yılda hızlandırılmış eylem dâhil olmak üzere, 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonu elde etmeyi amaçlayan etkili ve iddialı çevre ve iklim stratejileri geliştirmek ve uygulamak.
- Herkes için yeşil, kapsayıcı ve dayanıklı bir toparlanma inşa etmek için Covid-19 iyileştirme planlarını çevre ve iklim hedefleriyle uyumlu hale getirme çabalarının güçlendirilmesi.
- Plastik kirliliğiyle mücadele için kapsamlı ve tutarlı hayat döngüsü yaklaşımları geliştirmek ve 2024’ün sonuna kadar müzakereleri tamamlama hedefiyle plastik kirliliğine ilişkin uluslararası yasal bağlayıcılığı olan bir araç geliştirmek için hükümetler arası müzakere komitesine sağlam katılımı teşvik etmek.
Bakanlar ayrıca Çevre Politikası Komitesi aracılığıyla OECD’yi, çevre ile ilgili OECD standartlarının güncellenmesi; dünya çevresinin durumu hakkında yeni bir küresel çevresel görünüm raporu geliştirmenin yanı sıra dijital ve net-sıfır geçişlerinin ikili zorlukları, ticaret ve çevre, çevreye zararlı sübvansiyonların reformu, etkili okyanus yönetimi ve plastiklerle ilgili bir OECD tavsiyesinin muhtemel gelişiminin göz önünde bulundurulması hususları dahil olmak üzere bir dizi kilit alanda yeni çalışmalar geliştirmeye davet etmiştir.
Bakanlar OECD’yi karbon fiyatlandırması, İklim ve Ekonomik Dayanıklılığa ilişkin OECD Yatay Projesi ve Uluslararası İklim Eylem Programı (IPAC); çevresel verilerin kalitesi, kapsamı ve koordinasyonu; biyoçeşitlilik kaybı; sürdürülebilir finans; ve OECD’nin sivil toplum kuruluşları, sivil toplum ve özel sektörün yanı sıra gençler, kadınlar, yerli halklar, savunmasız ve yetersiz hizmet alan topluluklarla çevresel analize katılımı gibi bir dizi kilit alanda mevcut çalışmaları güçlendirmeye davet etmiştir.
Ülkemizin öncelikleri
OECD Çevre Bakanları Toplantısı sırasında Türkiye’nin plastik kirliliğini durdurmak ve aynı zamanda çevre ve insan sağlığı etkilerini en aza indiren daha sürdürülebilir tasarımı teşvik etmek için yerel politika müdahale önceliklerini ana hatlarıyla belirterek;
- 2017 yılında Emine Erdoğan’ın himayesinde Sıfır Atık Projesi başlatılmış olup proje ile belediye atıklarının geri kazanım oranının yüzde 22,4’ten yüzde 35’e çıkarılmasının hedeflendiği,
- 2019 yılında başlatılan “plastik poşet ücretlendirilmesi” uygulaması ile poşet kullanımında kümülatif yüzde 65 azalma sağlandığı,
- Atıkların veya atıklardan geri dönüştürülen malzemelerin zorunlu kullanımının Çevre Kanunu’nda yer aldığı,
- İçecek ambalajları için zorunlu depozito iade sistemi çalışmalarına başlandığı,
- Ulusal döngüsel ekonomi eylem planının hazırlanmasına başlandığı ve bu çerçevede tek kullanımlık plastiklerle ilgili çalışmaların başlatılacağı belirtilmiştir.
Ayrıca OECD’nin uluslararası işbirliğindeki rolüne vurgu yaparak OECD’nin kuruluş amacının ve başarılı çalışmalarının temelinin sürdürülebilir en yüksek ekonomik büyüme ve istihdamı sağlayacak politikalar geliştirmek olduğunu, üye ülkelerdeki hayat standardını yükseltmek, üye ve üye olmayan ülkelerde dünya ekonomisinin gelişimine katkıda bulunmak, çok taraflı dünya ticaretinin, sağlıklı ekonomik kalkınmaya katkıda bulunarak ve finansal istikrarı koruyarak uluslararası yükümlülükler doğrultusunda büyümesi gerektiği belirtilmiştir.
Bu kapsamda üye ve hedef ülkelerdeki OECD temsilcilerinin gelecekteki çalışmalar için OECD çalışma alanı doğrultusunda ülkelerin ihtiyaçlarını önceliklendirmeye teşvik edebilecekleri belirtilmiş, OECD tarafından referans raporlarının üretilmesinin, proje tasarımı ve benzeri yardımlara devam edilmesi ve eşler arası analiz yapmanın faydalı olacağı değerlendirilmiştir.
PLASTİK KİRLİLİĞİYLE MÜCADELEDE YENİ ADIMLAR
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak Sıfır Atık Projemiz kapsamında plastik kirliliğinin önlenmesi konusunda faaliyet göstermekteyiz. Ayrıca ulusal ve uluslararası gelişmeleri yakından takip etmekteyiz.
Öte yandan döngüsel ekonomi modeli olmadan plastik kirliliğiyle mücadelede eksik kalınacağı için yeni bir projeye başladık. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın yararlanıcı olduğu ve Avrupa Birliği IPA fonu tarafından desteklenen “Türkiye’nin Döngüsel Ekonomiye Geçiş Potansiyelinin Değerlendirilmesine Yönelik Teknik Yardım Projesi” Şubat 2022’de başlatılmıştır. Proje süresi 3 yıldır.
Projenin ana hedefleri Türkiye genelinde daha verimli kaynak ve atık yönetimine de katkıda bulunan döngüsel ekonomiye geçişi teşvik etmek, AB Döngüsel Ekonomi Paketi doğrultusunda Türkiye’nin döngüsel ekonomiye geçiş sürecinde kurumsal ve teknik kapasitesini güçlendirmek, AB Döngüsel Ekonomi Paketi bazında Türkiye’nin döngüsel ekonomiye geçiş potansiyelini analiz etmek, Döngüsel Ekonomi Paketi doğrultusunda kapsamlı bir ulusal strateji ve eylem planı geliştirmektir.
AB Plastik stratejisinin gereklilikleri proje kapsamında bazı düzenleyici değişiklikleri gerektirdiğinden, stratejinin Türkiye’deki gerekliliklerine uyum sağlamak için düzenleyici etki analizi yapılacaktır. Düzenleyici etki analizi özellikle tek kullanımlık plastikleri içerecektir.
Proje ile AB Plastik Stratejisi ve Tek Kullanımlık Plastikler Direktifi (AB) 2019/904) doğrultusunda tek kullanımlık plastikler ve deniz çöpü için gerekli aksiyonlar ve uygulama takvimini içeren Türkiye’ye özgü potansiyel bir yol haritası da oluşturulacak ve mikroplastikler ile tek kullanımlık plastikler üzerindeki kısıtlamalar konusunda bir kamuoyu araştırması hazırlanacaktır.
Sonuç olarak geleceğe yönelik hazırladığımız çalışmalar, projeler ve planlar ile plastik kirliliği ile mücadelede başarılı sonuçlar elde edeceğimize inancımız tamdır.
Not: Bu makaleyi Sıfır Atık ve Atık İşleme Daire Başkanı Sadiye Karabulut ile ortak kaleme aldık.